Yaşama Giden Yol 4

  • Yazdır

İsa Kudüs'e giderken, yolda on iki öğrencisini bir yana çekip onlara özel olarak şunu söyledi: "Şimdi Kudüs'e gidiyoruz. İnsanoğlu, başkâhinlerin ve din bilginlerinin eline teslim edilecek, onlar da O'nu ölüm cezasına çarptıracaklar. O'nunla alay etmeleri, kamçılayıp çarmıha germeleri için O'nu diğer uluslara teslim edecekler. Ne var ki O, üçüncü gün dirilecek".(39)

Kudüs'te yaşayanlar ve onların yöneticileri İsa'yı reddettiler. O'nu mahkûm etmekle her Sept günü okunan peygamberlerin sözlerini yerine getirmiş oldular. O'nda ölüm cezasını gerektiren herhangi bir suç bulamadıkları halde, Pilatus'tan O'nun idamını istediler. (40)

Pilatus, "O'nu kendiniz alın, çarmıha gerin!" dedi. "Ben O'nda bir suç görmüyorum!" Yahudiler şu karşılığı verdiler: "Bizim bir yasamız var, o yasaya göre O'nun ölmesi gerekir. Çünkü kendisinin Tanrı Oğlu olduğunu ileri sürüyor". (41)

İsa'yı salıvermek isteyen Pilatus onlara yeniden seslendi. Onlar ise, "O'nu çarmıha ger, çarmıha ger!" diye bağrışıp durdular. (42)

Bunun üzerine Pilatus İsa'yı, çarmıha gerilmek üzere onlara teslim etti.(43)

Askerler İsa'yı, Pretoryum denilen vali konağına götürüp tüm taburu topladılar. O'na mor renkte bir giysi giydirdiler, dikenlerden bir taç örüp başına geçirdiler. "Selam, ey Yahudilerin Kralı!" diyerek O'nu selamlamaya başladılar. Başına bir ka-mışla vuruyor, üzerine tükürüyor, diz çöküp önünde yere kapanıyorlardı. O'nunla böyle alay ettikten sonra mor giysiyi üzerinden çıkarıp O'na yine kendi giysilerini giydirdiler ve çarmıha germek üzere O'nu dışarı götürdüler. (44)

İsa'yı çarmıha gerdiklerinde saat dokuzdu.(45)

Bütün ülkenin üzerine öğleyin saat on ikiden saat üçe kadar süren bir karanlık çöktü.(46)

İsa yüksek sesle, "Baba, ruhumu senin ellerine bırakıyorum!" diye seslendi. Bunu söyledikten sonra son nefesini verdi. (47)

O anda tapınaktaki perde yukarıdan aşağıya dek yırtılarak ikiye bölündü. Yer sarsıldı, kayalar yarıldı. (48)

İsa'yı bekleyen yüzbaşı ve beraberindeki askerler, depremi ve öbür olayları görünce dehşete kapıldılar ve, "Bu gerçekten Tanrı'nın Oğluydu!" dediler.(49)