1.BÖLÜM SUNUŞ

1.SUNUŞ

 

Son zamanlarda ülkemizde birçok fikir tartışılmakta ve halkımız sürekli yeni bir şeyleri öğrenmek için büyük bir gayret göstermektedir. Bu aynı zamanda bireylerin de bir birlerini daha yakından tanımasını sağlamaktadır.

Ülkemiz gerçekten zengin uygarlıkların beşiği olmuş bir ülkedir. Topraklarımız üzerinde her zaman farklı dinsel inançlara sahip birçok insan yaşamını sürdürmüş, bir birleriyle dostluklar kurmuş ve dünyanın bir çok yöresinde bugün bile ihtiyaç duyulan hoşgörü toplumunu oluşturmayı başarabilmişlerdir.

Gerçek anlamda gelişmiş toplumlarda daima farklı dinsel inançlara sahip insanlar yaşamlarını sürdürmeye devam edeceklerdir. Bu bağlamda onları bir birlerine bağlayacak olan kendi ülkelerine duydukları sevgi ve bağlılıklarıdır. Dinsel inançlar ise kişiyi yalnızca manevi anlamda bağlayan ve kendi kişisel yaşamını etkileyen kavramlardır.

Bu nedenle toplum içindeki insanlar, farklı inançlara sahip olan kendi toplumundaki diğer insanları önyargısız olarak dinleyip anlayabildikleri sürece inançları her ne olursa olsun bir birlerine güvenen bir birlerini destekleyen ve ülkeleri için bir birleriyle bir bütünlük içinde hizmet eden bir toplum ortaya çıkar.

Böyle bir toplumda anlayış, hoşgörü ve sevgi hakim olur. Devletine ve milletine bağlı, devletinin ve milletinin gelenek ve göreneklerine saygılı bambaşka bir nesil ortaya çıkar.
İşte iletişimin bu denli geliştiği bir çağda, biz de ülkemizin bu konuda çok mesafeler kat ettiğini görmekten gerçekten sevinç duyuyoruz.

Bu bağlamda toplumumuzun bir ferdi olarak sürekli karşılaştığımız "Siz İncil'de ne buluyorsunuz da bu kitaba göre yaşamaya çalışıyorsunuz''" tarzında sorulara öz ve açık cevaplar vererek bu iletişim bağında yerimizi almak istedik.

Bu çalışma, işte bunun üzerine ortaya çıktı. Bu çalışmada özellikle İncil'e inanmamızın nedenlerini ve imanımızı kanıtlamak için bir takım açıklamalarda bulunmak yerine yalnızca inancımızın temeli olan Mesih İsa çizgisini anlatmaya çalıştık.

Yüzlerce yıllık Kutsal Kitap' ta, Tevrat'ın başından İncil'in son sayfasına kadar Tanrı' nın vaadi olan ve sonunda insanların günahlarına bir bağışlama olarak sunulmuş Mesih İsa üzerine kurulmuş inancımızı siz merak edenlere aktarmak istedik.

Ayrıca toplumumuzun büyük bir kesiminin İslam inancında olmasından ötürü de İncil inancının Mesih İsa'yı algılayışının, Kur' an inancının Mesih İsa'yı algılayışından bir hayli farklı olduğunu ve bu nedenle bir Mesih İnanlısının İncil'in dışına çıkamayacağını vurguladık.

Böylelikle ülkemiz sınırları içinde yaşayan her kesimden insanımızın istediği takdirde bu küçük çalışma aracılığıyla Mesih İsa'ya iman etmiş kişilerin neye inandığını ve neden bu inançta hayatlarının sonuna kadar kaldığını anlamasına yardımcı olmak istedik.

Umarız bu küçük çalışma hem Mesih İnanlılarını daha yakından tanımak isteyenlere, hem de Kutsal Kitap üzerinde çalışmalarda bulunanlara yardımcı bir kaynak olur.
Tanrı' dan esenlik dileklerimle.

Turgay Üçal